Gıda Güvenliği
Bitkisel üretimde olduğu gibi hayvansal üretimde de güvenli gıda teminini sağlamak önemlidir. Peki gıda güvenliği nedir, prensipleri nelerdir?Gıda güvenliği: Gıda kaynaklı hastalıkları engelleyerek, gıdaların işlenmesi ve depolanmasını ele alan bilimsel bir disiplin ve ciddi sağlık tehlikelerini önlemek için takip edilmesi gereken bir dizi rutinleri içerir.
Bitkisel üretimde olduğu gibi hayvansal üretimde de güvenli gıda teminini sağlamak önemlidir. Tükettiğimiz gıdaların güvenli olması, biz tüketicilerin ürün beklentileri arasında ilk sırada yer alıyor. Satın alacağımız ürünlerin sağlıklı olmasına ve hijyenik şartlarda üretilmiş olmasına dikkat ediyoruz. Dolayısıyla istiyoruz ki; üreticiler güvenli gıda üretimi için gerekli önlemleri alsın, denetimde yetkili kurumlar ise gıda üretiminin her aşamasında üretim yerlerini düzenli olarak denetlesin ve biz tüketicileri de bu konuda bilgilendirsin. Böylelikle gıda güvenliği ile ilgili olan kaygılarımızı giderebilirler.
Peki Gıda Güvenliği Nedir?
Gıdalar, bakterilerin üremelerine imkân vererek gıda zehirlenmelerine yol açabilirler ve insandan insana hastalık bulaşmasına neden olabilirler. Gıda güvenliği sayesinde gıda zehirlenmeleri %100 oranında önlenebilir.
Gıda hijyeninin beş temel prensibi vardır:
- Yiyecekleri insanlar, hayvanlar ve parazitlerin neden olduğu kirlilikten korumak
- Pişirilmiş gıdalardaki kirliliği önlemek için, çiğ ve pişmiş gıdaların birbirine temasını engellemek
- Patojenleri yok etmek için, gıdaları uygun sıcaklıkta ve uygun sürede pişirmek
- Gıdaları uygun sıcaklıkta saklamak
- Ham maddeleri ve suyu korumak
Hayvansal ürünlerdeki gıda güvenliğinin temel verileri; insan sağlığına zararlı olabilecek belirli maddeler ve bunların kalıntılarının var olup olmadığının araştırılması ile ortaya çıkıyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı; yetkili ve uzman laboratuarlarda analiz edilmek üzere çeşitli üretim birimlerinden örnekler ve veriler topluyor, değerlendirmeler yapıyor. Yönetmelik, gerekli görülen durumlarda, Avrupa Komisyonu'nun görevlendirdiği veteriner uzmanların da sistemin çalışmasını gözlemleyebilmesine olanak sağlıyor. Çiftlikte reçete ile verilen tıbbi ürünlerin veya uygulanan herhangi bir işlemin tarih ve özelliğini, söz konusu işleme tabi tutulan hayvanların kimliğini ve verilen tıbbi ürünlerin hayvanın bünyesinden dışarı atım süresinin uygunluğunu, veteriner hekimler kaydediyor. Yetiştirici de, tıbbi veteriner ürünlerinin reçetelerini ve atım süresinin takip edildiğini gösteren kayıtları 5 yıl boyunca muhafaza ediyor.
Günümüz Türkiye'sinde; Tavuk Üretimi “Gıda Güvenliği Çerçevesinde” Nasıl İlerliyor?
Tavuk üretiminde söz sahibi olan ve önde gelen firmalar, dünya standartlarında ileri teknolojiler kullanıyor ve tavukların bulunduğu ortamlar, uluslararası standartlara uygun biçimde oluşturuluyor. Tavuk eti, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından denetlenen entegre tesislerde; damızlık ünitesinden kuluçkahaneye, kesimhaneden marketteki buzdolabına, tüm süreçlerde "gıda güvenliği" ilkelerine uygun biçimde, uluslararası normlar çerçevesinde üretiliyor.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı denetiminde olan çiftliklerde, ziraat mühendisleri ve veteriner hekimler görev yapıyor. Damızlıklar 24 hafta süreyle hijyenik bir ortamda, uygun ısı ve havalandırma koşullarında, içinde mısır, soya, vitamin mineraller, yüksek oranda protein ve kalori barındıran yemle besleniyorlar. Bu süreçte, gerekli tüm sağlık kontrollerinden geçiriliyorlar, aşıları yapılıyor. 24. yaşam haftasından itibaren yumurta vermeye başlıyor. 64. haftadan sonra yumurta verimi karlı olan düzeyin altına indiği için üretim durduruluyor. Ayrıca her piliç ortalama 2.200 gram ağırlığa ulaşmış olarak kesimhaneye sevk ediliyor.
Yumurtalar ise düzenli olarak kuluçkahaneye sevk ediliyor. Oradaki özel bir bölümde gerçeğe yakın bir kuluçka ortamına tabi tutulan yumurtalar, 21 gün sonra açılıyor ve etlik tavuk olarak yetiştirilecek civcivler çıkıyor. Bu civcivler uzman kontrolünde, sağlık taramasından geçirildikten sonra "etlik piliç" (broiler) yetiştiricilerine sevk ediliyor. Civcivler 45 gün kadar süreyle, üretici firma ile anlaşmalı çalışan çiftliklerdeki kümeslerde kalıyorlar. Bu süre içinde ilgili çiftliği, üretici firmanın veteriner veya ziraat mühendisleri haftada en az bir kez ziyaret ederek, sağlık ve hijyen koşullarını, hayvanların yaşam şartlarını denetliyor.
Kümeslerde ısıtma ve soğutma ise; "havalandırma fanlarıyla" gerçekleştiriliyor. Havalandırmaya özel bir önem veriliyor. Civcivlerin yaşam şartlarının stresten uzak ve en konforlu hale getirilmesi amacıyla kümesin "nem" oranına ve "ısının eşit dağılımına" özen gösteriliyor. Yaşamlarının ilk haftasında 33°C ısıya ihtiyaç duyan piliçler, büyüdükçe ortam sıcaklık derecesi 24°C'ye dek düşüyor. Gerekli teknik donanım ile uygun iklim koşulları sağlanmadığı takdirde, yaşam şartları kötüleşen hayvanlarda sağlık sorunları baş gösterebiliyor ve verim azalıyor. Bunu önlemek için kümesler, dünya standartlarına uygun biçimde, bölgesel çevre koşulları dikkate alınarak inşa ediliyor. Ayrıca kümeslerin içine ve bulunduğu alana "sorumlusu hariç", giriş çıkış; tamamen kontrol altında tutuluyor. Özellikle de yabani ve evcil (kedi, köpek, fare) hayvanların girişi engelleniyor. Böylelikle, tavukların hastalık yapıcı mikrop ile teması ortadan kaldırılıyor. Kümeslerde metrekareye ortalama 13 civciv düşüyor. Bu sayı coğrafi bölgenin ya da içinde bulunulan mevsimin iklim koşullarına göre, dünyada da uygulandığı gibi, 10-18 arasında değişebiliyor.
Biyogüvenlik için şu önemli maddeleri de paylaşmakta fayda var:
- Biyogüvenlik Kurulu tarafından bugüne kadar gıda amaçlı hiç bir ürüne izin verilmemiştir.
- Hayvan yemlerinde kullanılması amacı ile izin verilen ürünler vardır. Tavuk yemlerinde kullanmak amacıyla bugüne kadar izin verilen ürünler şunlardır:
- 26 Ocak 2011 tarih ve 27827 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Biyogüvenlik Kurulu Kararı” sonucunda 3 adet soya fasulyesi ve ürünleri,
- 24 Aralık 2011 tarih ve 28152 sayılı Resmi Gazete yayımlanan “Biyogüvenlik Kurulu Kararı” 13 adet mısır çeşidi ve ürünleri,
- 21 Nisan 2012 tarih ve 28271 sayılı Resmi Gazete yayımlanan “Biyogüvenlik Kurulu Kararı” 3 adet mısır çeşidi ve ürünleri.
- Bu kararların geçerlilik süresi, Biyogüvenlik Kanunu’nun 3 üncü maddesinde belirtildiği üzere 10 yıldır. Mısırda 16 çeşide izin verilmesi mısır ithalatının önünü açmamıştır. İzin verilmeyen mısır çeşitleri vardır ve bundan ötürü GDO’lu mısır ithalatı gerçekleştirilememektedir.
Son olarak şunu söyleyebiliriz ki; Gıda kaynaklı hastalıkların önlenebilmesi ve tüketicilerin gıda güvenliği ile ilgili kaygılarının giderilmesi için hem üreticilere hem de gıda üretimini denetleyen kurumlara önemli sorumluluklar düşmektedir.