Tavuk Tarihi

Tavuk; vahşi Gallus gallus kuşunun soyundan geliyor. Tavuk tarihi ise M.Ö 2000 yıllara dayanıyor. Bazı uygarlıklarda tavuk yemek yasak, bazı uygarlıklarda ise tavukların kahinleri bile var. İşte DNA’sından uygarlıklara kadar ilginç tavuk tarihi...

Tavuk (Gallus gallus domesticus), insanların 4-5 bin yıl önce Güney Asya’da yetiştirmeye başladığı vahşi Gallus gallus kuşunun soyundan geliyor. Tavuk tarihinin ise M.Ö 2000 yıllara dayandığı söyleniyor. Bilim insanları, vahşi ve insanlardan uzak durmaya dikkat eden bir kuşun nasıl tavuğa dönüştüğünü anlamak için Avrupa’daki çeşitli kazı alanlarından toplanan 200-3200 yıllık kemiklerden DNA örnekleri aldı. Araştırmada, kümeste yetişen tavuklar ile vahşi akrabaları arasındaki deri rengi farklılığını belirleyen BCDO2 ile tiroit hormonu üretiminden sorumlu TSHR genleri incelendi. Modern ile antik tavukların DNA dizinleri karşılaştırıldığında, antik tavuklardan sadece bir tanesinin modern akrabalarındaki gibi sarıya kaçan renge sahip olduğu anlaşıldı. Benzer şekilde, yumurtlama dönemlerini etkilediği düşünülen TSHR hormonu antik ve modern tavuklar arasında yarı yarıya farklılık gösterdi. Araştırmanın sonuçları, tavukların son 500 yılda büyük değişim gösterdiğini ortaya koyarken, birçok bitki ve hayvanın da insan kontrolüne girmesiyle değişim geçirmiş olabileceğini savundu. Avrupa’da bulunan 200 ile 2300 yıl öncesine ait tavuk kemiklerinden alınan DNA örnekleri üzerinde yapılan araştırmalar, tavukların bildiğimizden çok daha farklı bir görünüme sahip olabileceğini ortaya koydu.

Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, modern tavukların sarıya kaçan ten rengi, henüz 500 yıl önce ortaya çıktı. Bilim insanları çitliklerde yetişen tavuklara özgü deri renginin daha eski tarihlerde belirdiğini düşünüyordu. Araştırmada yer alan İngiltere’nin Durham Üniversitesi’nden Greger Larson, “Evrimsel bakış açısından değerlendirildiğinde, bu göz açıp kapayıncaya kadar yaşanan bir değişim” ifadesini kullandı. Larson ve meslektaşları, ilk insanların yabani ot ve hayvanları sırasıyla ne zaman tarım ürünleri ve çiftlik hayvanlarına çevirdiklerini anlamak için çalışma yaparken, ipucu elde etmek adına tavukların DNA’sını inceledi.

Bilimde yaygın olan düşünce, vahşi doğada yaşayan akrabalarında olmayan mutasyonları içeren evcilleştirilmiş ot ve hayvanların, insanlarla beraber hareket ettikçe sahip oldukları mutasyonu da dünyanın dört bir yanına yaydıkları yönünde. Ancak antik DNA’lardan elde edilen bilgiler arttıkça, bu düşüncenin tersini savunan görüşler de artıyor. Larson, “Atlar, inekler gibi birçok çiftlik hayvanı ve hatta belki köpekler bile binlerce yıl önce sandığımızdan daha farklıydı” yorumunda bulundu.

Uygarlık Tarihinde Tavuk

Tarihte Yunanlılar tavukları bir kurban hayvanı olarak görüyor ve onlara değer veriyorlarmış. Örneğin bir hastalıktan çıkan kişiler inandıkları tanrı için tavuk kesiyorlarmış. Tavukların geleceği gördüğünü düşünüyor ve inanıyorlarmış örneğin savaş öncesi bu tavuklar için özel yetiştiriciler tarafından yemleme yapılıyor yem serpiyorlarmış. Eğer tavuk; yemi iştahlı yerse savaşı kazanacaklarını, iştahsız yerse de kaybedeceklerini düşünüyorlarmış. Tavuklar ve horozlar devletlere, krallıklara hükmediyorlarmış. Sadece savaşlar değil devlet işlerinde bile tavukları kullanıyorlarmış. Tavukları kahinler tercüme ediyormuş ve  tavuklar ne derse devleti ona göre yönetiyorlarmış. Bu inanışlar çoğu uygarlığa dağılmış. Örneğin ketler ve cermenler uygarlıklarında tavuk eti yemek yasakmış.



Peki nasıl yetiştirmişler?

Eskiden fabrikalar olmadığı için yumurta tavuklarına kümes yapılıp etrafı çevrilir sonrasında kum banyosu yapabilecekleri ortamlar sağlanır, yumurtlama zamanında da yumurtalar alınırmış. Yumurtalar tuz ile ovuşturulur ya da tuzlu suda 3 saat bekletilirmiş. Sonrasında samanlar içerisine ya da talaş içerisine bu yumurtaları gömerek saklarlarmış. Et tavukları içinse; besledikleri hayvanları orta sıcaklık karanlık bir odaya kapatıyor orada pişmiş arpa ile besliyorlarmış. 25 günde yağsız et elde ediyorlarmış. 

Kaynak: Sciencedaily ve harikalar diyarı